1. doğru insan diye bir şey yoktur.sadece şartlar uygundur ve insanlar evlenirler.kimse kimseye sonsuza dek aşık olmaz.önemli olan aşkın o hayalci ayartıcı ve yanıltıcı etkisi geçtiğinde yeri geldiğin birlikte susabiliyor musun birlikte ağlayabiliyor musun zorluklar çıktığında birbirine ne kadar tahammül edebildiğindir.gerçek sevgi o zaman vuku bulur. insanlar birbirlerine büyük vaatler verip çok azını yerine getirirler ve değişirler.ayrıca biriyle bir hayatı paylaşmak ciddi anlamda duygusal cinsel ve fikirsel etkileşimdeki ahenkle mümkündür.çoğu insanın da öyle mutlu istikrarlı evlilik yaşadığını düşünmüyorum.erkek belli bir ekonomik güce kadın da belli bir yaşa geldiğinde bir sözleşme imzalıyorlar.sevgiyi kamulaştırıyorlar.sonra bu evliliklerden çocuklar dünyaya geliyor.iyi bir takım olamadığın arkadaş olamadığın biriyle sadece tutkuyla birbirini tüketir insan o heyecan yerini rutine bıraktığında hala ilk günkü gibi olabiliyor mu insanlar sanırım iyi evlilik böyle bir şey.ben pek görmedim kendi ailemde dahi.annemle babam ayrı misal.çok severek evlenmişler ama hayatın gerçekleri onları ayrılmaya itmiş.çünkü kafaları farklı.bir eşten beklentileri farklı.zamanla o gençliklerinde birbirlerine baktıkları gibi bakamaz olmuşlar.küs değiller ama birbiriyle pek konuşmazlar.annem babamı suçlar babam annemi.ikisinin de kendilerince haklı haksız sebepleri var bu onları iyi veya kötü yapmıyor.başaramışlar olduğu kadar olmuş bir de ben olmuşum işte.
    işler maddi veya manevi kötü gittiğinde gemi su almaya başladığında bir taraf gemiyi ayakta tutmaya bir taraf daha güçlü bir gemiye gitmeye çalışır genelde.iki kişi biz bu gemiyi sonuna kadar ayakta tutarız tutmalıyız diyen kaç insan evladı var pek yok bence.